Saturday 14 January 2012

Ortaya Karisik!


Nasil anlatsam, neresinden baslasam bilmedigim bir yerdeyim. Basindan mi, sonundan mi? Sagindan mi solundan mi? En iyisi tam ortasindan dalayim. Su anda nerde oldugumdan bahsedeyim biraz… Burda herkes cok sirali, inci gibi dizili, kurallarin disina cikamazsin, cikarsan vallahi atarlar adami asagiya, soyleyeyim hic iyi olmaz, belli zamanlarda gidalanirsin, belli zamanlarda belini, boynunu kimildatirsin, havasi biraz sicak, ama cok kaldin mi esintili oluverir bir bakarsin. Elin mahkum cok kalirsin. Seni alir goturur kisa, geri getirir koyar yaza…

Tahmin? Eglendim vallahi yazarken bile. Ucaktayim ucakta! Sirketimin her sene duzenledigi, eski yili tepikleme, yeni yili gazlama satis toplantisi, bu sene Orlando’da yapildi. 7 Ocak’ta bindigim ucaktan, tekrar 7 Ocakta indim! Orlando memleketine vardim. Aman da Mickey Mouse, aman da Universal Studyolari, yok tema parklari… Eminim bana icten ice kiziyosunuz. Ama yok yok, kizmayin. Hic birini yapamadim. Toplantilarin baslamasindan bir gun once gidince, hic birseye vakit kalmadi. E tabi biraz alisverise vakit ayirdim. Sevgili esim beyefendinin onerilerini dinledim ve Epcot denen tema parkina gittim. Sheila ile cocuklar gibi sendik parka girerken, cikarken ise buyuk hayal kirikligi yasadik. Ne yazik ki istedigimiz, bizi dayak yemise cevirecek trenler, roller coaster’larla karsilasamadik. Umutlarimi baska zamana kaldi. Verimli ama bir o kadar da yorucu bir haftayi geride birakarak, is aski ile !!!! evime geri donuyorum.

Hayat ne kadar da komik tesaduflerle dolu olabiliyor bazen. Ben soldan saga buyuk donusumu yaparken, catlak Niyano’da tepesi taklak olmus bir sekilde hayatinin en uzun yolculugunu, kimbilir nasil buyuk bir heyecanla yapiyor. Gugo, Sydney vakti ile 15 Ocak Pazar sabahi beni almaya gelecek, aksam 6’da birlikte Nihan’i karsilayacagiz. Sanirim bu aralar havaalanlarindan bana borrrg mu gelecek mi ne :)

E tersten gitmisken bari, devam edeyim… Takip edenler belki dusunmustur, yahu bu Gurol ne ile gidecek de karsilayacak bu kizlari diye. Bisikletle mi? Yok yok! Artik onun yeni bir aski var. Kitabi basucunda yatiyor. Eminim kaportasinin egim derecesini bile bu vakte kadar ogrenmistir. Iki tekerle basladigimiz maceramiza, durmayalim biraz daha teker ekleyelim dedik ve Mazda 3’u cektik kapimiza. Ben Orlando icin yola cikmadan onceki hafta sonu aldik, Gugo esini ugurladi, gectigimiz haftayi, bundan sonra uzuuuun bir sure dilinden dusurmeyecegi, her binisinde icinin kipir kipir olacagi, ‘ ay bu kokuya bayiliyorum’ diyecegi, butun alisverislere, hatta esin dostun bile alisverislerine gitmek isteyecegi henuz adini koymadigimiz arabamiz ile gecirdi. Neredeyse 2 kez bindigim guzel vasitamizi saglikla ve kazasiz belasiz kullanmayi dileyerek, bundan bir onceki Yeni yili karsilama animiza geciyorum.



2012’nin sanslisi ben oldum sanirim. RTA (Road Traffic Authority)’nin her sene duzenledigi cekilise bu sene de katildik. Ve bilin bakalim bilet kime cikti? E cikti da ne oldu demeyin. Sydney’in muhtesem havayi fisek gosterisini koprunun hemen dibinde izlemenin keyfine vardik. Gecen sene cok uzaktan izledigimiz pek havayi fisekler, bu sene tabiri caizse hep tepemizde patladi :) Cok keyif aldik, yeni yilin hepimize bol ugur, sans, para ve en onemlisi saglik getirmesini diliyorum.

Yeni yildan once de, her sene oldugu gibi Isa arkadasin dogum gununu kutladik :P Anne, saka saka, kutlar miyim ben ya.. Valla kutlamadik. Var olan eglencelerden faydalandik. Yoksa benim icin Isa diye biri yok :) Bu sene sevgili arkadasimiz, bize her konuda destek veren tatli kisilik, Sarah ile gecirdik gunumuzu. O bize geldi, hep birlikte geleneksel bir Ingiliz Christmas sofrasi hazirladik kendimize. Ingilizlerin de mutfagi mi olur demeyin, uzun ugraslarin sonunda bizi tikabasa doyuran cok cesit yaptik. Yedik ictik hos gectik. Christmas sabahina da cok tatli bir suprizle uyanmamiz da cabasi oldu. Sabah kapiyi actigimizda kapimizin onunde cok da zarif bir kutu, icinde 1 sise sarap, 1 sise sampanya ile bir kart bulduk. Yan komuslarimiz, bize hos geldin demenin zarif yolunu boyle bulmuslarmis. Cok mutlu olduk, hemen onlari ayni gun icinde bize davet ettik. Elleri bos gelmediler, ertesi gun tabaklarini kisirla dondurup verdik. Zannetmeyin, burda yozlasiyoruz :) Turk adetlerini sonuna kadar uyguluyoruz :):):)

Biliyorum sevgili kocam bu yazimi kisa bulacak ama, su anda yemek servisi basladi, E biraz da karnim acikti. Iyisi mi ben biraz film izleyeyim, yolum uzun.. yatayim kalkayim da evime ve Gugo’ma kavusayim.

Mutlu kalin, mesafenin bizi unutturmasina izin vermeyin…

Bir ucaktan sevgiler,

Hande

1 comment:

  1. yine çok keyifli yazmışsın. zevkle ve kahkaha ıle okuduk, çok mutlu olduk.bakalım ılerkı bloglarda neler olacak:)))

    ReplyDelete