Saturday 8 January 2011

2011...










2011’e Nerde Mi Girdik? Tabi ki Sydney’de :)

Su anda nerdeyim bilin bakalim? Insan oglu kus misali…yeni yila girdikten sonra hava beni Los Angeles’a ativerdi. 13.5 saat uctuktan sonra, sizlere havaalanindan sesleniyorum. Toplamda gectigim cizikler bir Istanbul’dan daha uzun olacak New Orleans’a vardigimda. Temmuz’a hazirlik diyelim…:)

31 Aralik Cuma gunu, ayni Tr’deki gibi ofise gitmemiz gerekiyordu. E tabi gittik… Resmi olarak tatil olmayan bugun, aslinda gercekte herkesin gizli tatil kullandigi bir gun. Bunu firsat bilerek biz de 12 sularinda kendimizi attik sokaklara, havai fisekleri izlemek icin guzel bir nokta bulmaya… Ilk once, Mrs. Macquarie’s Chair’a gidelim dedik. Olmaz olmaz, sicak o gun bizi yakaladi Sydney sokaklarinda. Mahser gibi kalabalik yetmezmis gibi, bir de ustune tepedeki gunes… oooh evlere senlikti vallahi. Evimize en yakin noktaya vardik varmasina da, gozlerimize inanmadik. Ben kalabaligi gorunce ‘ Aa bu kuyruk bizim evin onune gidermis’ dedim yuksek sesle. Ilerledikce, cok da abartmadigimi anladik. Gozleriniz yuvalarindan firlardi gorseydiniz. Icimize hafiften karanlik dusunceler oturmaya baslamisti ki, hadi dedik bir de Opera Binasina gidelim, gene attik kendimizi kalabaligin icine. Ulastigimiz nokta izlemek icin muhtesemdi. Ancak yer bulmak ne mumkun, butun turistler sarmis ortaligi, herkes cimlerin uzerinde, bikini ve mayolariyla, Au’nun kizgin gunesinde pisiyorlardi. En one gittik, harika bir golge bulduk. Ama oyle bir yerdi ki, saat oglen 2 den gece yarisina kadar ayakta kipirdamadan durmamiz gerekiyordu. Gurol bunu yapabilecegine inansa da, Nazli ve ben yapamazdik. Eve donmeye karar verdik. Ama aklimizda binbir cesit planla ve biraz da hayal kirikligi ile…Eve vardigimizda. Moraller cok bozuktu. Ilk yilbasimizda havayi fisek gosterisini kacirmamamiz gerekliydi. Internete girip, en yakin ve guzel manzarali yeri bulmaya calisirken 3’te kapilarinin acilacagini okudugum Darling Point’le karsilastim.


Saatlerimiz tam 3’u gosterirken, cadirimizi da alarak, sokaklara dustuk. Mekana vardigimizda ortalik cok ferahti. Hemen cadirimizi kurduk ve o andan itibaren gunun keyfini cikarmaya baktik. Onumuzde Harbour Bridge, ustumuzde bizi gunesten koruyan cadirimizla artik mutluyduk. Etrafta eglenen ve guneslenenleri izleyip keyif yaptik. Gunes battiktan sonra hava bayagi serinlemis olsa da 9 daki havayi fisekleri izleyince biraz isindik. Saatler gece yarisini gosterdiginde ise gokyuzu renk cumbusune dondu. Itiraf edeyim, 2 yildir 29 Ekim de Istanbul’da izledigim havayi fisek gosterisini hatirlatmisti bu bana. Biraz daha az trafiklisi diyebiliriz.

















Sevinc cigliklari ve renk cumbusu ile 2011’e girmis olduk. Artik tecrubelendik, seneye belki Opera Binasinin cok yakinindan izleriz.. kimbilir.

Herkese mutlu, saglikli bir yil dileriz!


4 comments:

  1. Bekle beni Avustralya! Vize basvurumu yaptim, bekliyorum!

    ReplyDelete
  2. LOCHISCHA ÇANTANA BAYILDIM, NEW ORLEANS' DA BAŞARILAR...

    ReplyDelete
  3. Lochischa! kendi markanı da yaratmıssın.. cantaya inanamadım. amerikanyada calismaya kaptırıp gezip tozmayı eglenmeyi unutma :)

    ReplyDelete
  4. Yaa ne eglenceli hayat yahuu masallahh canim cekti valla:)Yazin sicaginda sahilde yilbasi herkese nasip olmaz:)
    PS: Su blogunuzda siyah background secip sonra siyahla yazmasaniz cok memnun olacagiz okuyucular adina:)

    ReplyDelete