Resiflerin sarhoslugu ile mayismamamiz gerekiyordu, cunku ertesi gun hayatimizdaki baska bir ilki gorecektik. Persembe sabahi da, yine cok erken, bir gunluk rehberimiz Shane geldi aldi bizi. Cok sansliydik, ekibimiz yine kucuktu. Ispanyol Pepe, bize gunun ortasinda katilacak olan, Sydney’li komsu Carmen, sevgili escagizim ve ben :)
1 saat kadar burda zaman gecirdik, yemegimizi yedik ve bu sefer yagmur ormanlarinin icine yuruyuse basladik. Shane bize bitkilerle ilgili bilgiler verirken, biz de bir yandan gozlerimizi yuvalarinda tutmaya calisiyorduk.
Heryer mangroove denen balcik icindeki koklerle doluydu. Uzerinde yurudugumuz Aborjin yolunun alti cogunlukla yagmur sulari ile dolu oldugu zamanlarda, timsahlarin fink attigi yerlere donusuyormus. Biiirrrrrrr! Bu yuruyuste, ortamin nem derecesi ve etraftaki agac tiplerine gore kokular cesitleniyordu. Ve tabi tahmin edersiniz ki tatli bir esinti ile serinlik vardi.
Ikinci muhtesem gunumuzu de geride birakarak, otelimize donduk.. Cumartesi gunu yola cikacagimiz icin esyalarimizi topladik, guzelce uyuduk ve son gunumuze uyandik. Bugun planimiz Kuranda’ ya gitmekti. Gittik bileeeee :)
Kuranda, yagmur ormanlari icerisinde aborjin baska bir kabilenin yasadigi bir yer. Su anda, cesitli dukkanlarin oldugu bir turistik kasaba diyebililriz. Bu tatli kasabaya giderken, tarihi diyebilecegimiz turistik treni tercih ettik. Bir bucuk saatlik yol boyunca, icimize bol oksijen soluduk. Arada durduk, selale gorduk, ara ara yagan yagmuru hissettik ve Kuranda’ ya vardik. Yolda gelirken, brosur inceliyordum ki koala kucaklamak icin bir firsat yakaladigimi farkettim. Simdiye kadar cesitli talihsizlikler icinde ulasamadigim koalaciga bugun ulasabilecektim. Kocisle gittik ve sabahin erken saatinde geldigimiz icin ilk fotografi sevimli hayvancik koala ile cektirebildik. Cok heyecanlandik, koalacik da heyecanlanmis olacak ki, ustumuze cesitli lekeler birakti. Bu hayvan, okaliptus ile beslenen ve dolayisi ile her an kafasi guzelgillerden :) mayis mayis bir bakisla bizlere sarildi. Bu arada, nesli tukenmek uzere oldugu icin, her yerde kucaga vermiyorlar kendisini. Queensland’ da bunu yaptigimiz icin kendimizi cok sansli hissettik.
Kuranda donusunde, tekrar trene binmek yerine, Skyrail (teleferik)’le, uzun agaclari tepeden izleyerek geri donduk. Ben yukseklik korkumun olmadigini sanirdim, ama tepeden bakip topragi goremeyince, bir an panik oldum. Arda’cigimin kulaklarini cinlattik :) Kimbilir o olsa ne yapardi o yukseklikte :) kikikiki
Unutmadan, teleferikte donerken bir aborjinin boomerang atisina da sahit olduk!
Guzeldi hem de cooook…
Öncelikle şirinem dandy'im.. o safari elbiseni yerim ben.. ikincisi gügoyu ilk defa bu kadar kıllı gördük (saçlarıyla) :)))) ..
ReplyDeleteArkadaşlar kuranda kualaları sevin, sevindirin der." İyi bir iş yapmışsınız:))))haha!
ReplyDeleteSüper tatil olmuş yav valla crocodile hunter steve bile büyük bir hevesle bakardı bu gezi fotolarına:))))
bak ailecek kuzeni yapıştırmaya çalışmışınız bir hayranlık ifadesi olarak algılamak istiyorum ENİŞTEME KILLI DEDİRTMEM...
ReplyDeleteVRS
gug'ocum, "key west" tişortunla Avust.Yagmur Ormanlarında tam bir dünya gezgını olmuşsun valla ne guzel... kuala tam bır artıst gıbı, kafasının kıyak oldugu her halınden bellı...
ReplyDeletecokkkk keyfli.cooook guzelll.
ReplyDeletehakikaten doganin gorsellik boyutu,vede
tensel dokunuslar,,,
oy oy oyyyyy.yine cok guzelller.
allahim her isteyene nasib etsin bu guzellikleri gormeyi ,bizede tabii.
daha once yazdıklarınız, resimler, sonra buradaki kangurular, onları elle beslemeniz, plaj vs derken, ne guzel bir doga oldugunu aklimdan geciriyordum ki, timsahları gorunce kaldım!
ReplyDeletegurolcum, sana uzun sacın bu kadar yakısacağini dusunmezdim ama dogal halin en guzeli :)
bu arada koalacık cok sevimli gorunuyor. bana hep peluş oyuncak izlenimi veren bir hayvan. kucaklarken de oyle pofidik pofidik mıncıklanacası bir sey mi?