Gelgelelim 3 aylik blog yazamama sebebime… Mart ayinda cok tembellestim, elimi kaldirasim gelmedi, hep uyumak istemeye basladim, yemekle aram bir acilir bir kapanir oldu, git gide artan asiri koku alma hassasiyetine bir de hayati cilginca sorgulama eklenince… suphelerim kendini adi HCG olan bir hormonun artis oraninda gosterdi. “Bu da nesi?” , “ Bu kiz neden bahsediyor?” diyenler icin bu hormonun acilimi Hamilelik Cok Guc’tur!
Su anda
karnimda bas parmagini emen, kicini –alani henuz genisken- bir o yana bir bu
yana deviren, cinsiyetini bir sir gibi saklayan, hayatinin 14 hafta ve 2.
Gununu yasayan uykucu minige yepisyeni bir blog yazarak size duyurmak istedim.
Yazinin buraya kadar ki kismi icin sanirim 1 saat harcadim. Yaz- sil, yaz-sil…
en iyi sekilde ifade etmem gerek di mi, yaziyi ithaf ettigim minik cikinca
okuyacak ya…
Aklimi
toplayip da iki kelimeyi bir araya getiremedim bu gecen sure boyunca. Hamile
kalanlar ya da hamileligin ilk 3 ay iskencesine maruz kalanlar iyi bilir, tum
enerji karin bolgesine yogunlastigi
icin, kiside guc kalmiyor, duygulari hallac pamuguna donuyor. Sevinc ve
heyecandan cok endise kapliyor insanin icini. “ Aman yarebbim, biz ne yaptik?”
sorusu insanin beyninde yankilaniyor. Bu yanki bitmedi kesinlikle, ama biraz
dinginlesti sonunda…Su anda gecirdigim ilk 3 ayin portresini cizsem, hamile kalmayi planlayanlar biraz duraksayabilir, onun icin ilk kismi atlayalim ve 2 kisma, yani 12 hafta sonrasina gelelim. Yine de tastamam hamile hissetmesemde kendimi, yemek siskinligi mi bebek mi belli olmayan bir yukselti vuku buldu gobegimde. Duygularim biraz daha duzenli, biraz daha insana dondum. Hayatinin her evresinde bir sonraki adimi dusunen ve planlayan ben, sanki bicakla kesilmis gibi, dusunme isini yapamiyorum ilk kez. Aslinda bundan da cok mutluyum. Sanirim bu cocuk, gelisiyle bana bir hayat dersi veriyor. Binbir cesit hamilelik ve bir minik insan sahibi olma duygu tarifleri arasinda kendime uygununu henuz bulamadim… Zamanla Handece bir tarif cikacaktir diye umuyorum. Ancak su ana kadar kimseninkine benzemiyor. Ya da herkes, eksilerden cok artilari seslendiriyor.
Artik benim
bu kafa karmasamdan ne anladiysaniz..
Gelelim,
muhtesem Baba’ya… Iste o cok normal ve mutlu! Hisleri keskin ve tamamen minik
dombik odakli. Fazla midemin bulandigi gunlerde ( gobegime kulagini dayamak
suretyle) yavrusunu karsisina alip, beni uzmemesi ile ilgili nasihatler vermeye
basladi bile. Bu minik yavrucak icin cok uzuluyorum. Sanirim babasi onu fazla
sevgiden yiyecek! Simdiden hangi bogumunu ne sekilde isiracaginin planinini
yapiyor. Bacilaaaar, kalfalaaaar imdaaat! Benim anlik panik ataklarimi,
sakinlikle savusturuyor. En azindan birimizin ayaklarini yere basmasini
seviyorum J Gerci
bu durumda hangimizinki yere basmak onu da bilmiyorum ama J J
Tabi bu
sebeptendir ki, cok istedigim bu seneki TR gezimiz iptal oldu. 6-7 aylik
gobekle 20 saatlik yolculuga basta gozum yese de, sonradan tatli kocamla son
bir tatil yapma fikri agir basti. Bu seneki hakkimizi Guney Pasifik adalarinda,
kendimizi tamamen deniz, gunes, yesil ve mavinin tum tonlarina vermeye karar
verdik.
Bu arada, yukardaki fotoya bol bol bakiyorum ki, bu kadar sirin, dingin, tatli olsun :) Bir de, bu sapkadan oren olursa, ayni pozdan verdirelim :))))
Eveeet,
karisimin nasil olacagini merakla bekledigimiz 2012 model minik Hande-Gurol
yolda…
Bekleyin
anacim!
Gürol'a özel:
ReplyDeleteİlk çıktığında ısıracak bir boğum bulamayabilirsin ! Şaşırma :) Ama merak etme çok kısa sürede boğum sayısında eksponenşıl bir artış olacak. Benim önerim popo ve üst baldır bölümleri...
Sevgiler
Bulent