Sunday 30 October 2011

Eylul Ayinda Burda Ilginc Seyler Oldu!


Insan bazen plan yapar da, bir turlu tutturamaz, bir turlu yaptigi plana uyamaz ya… iste bizim Eylul ayi planladigimiz gibi gerceklestiremedigimiz, bizi hic beklenmedik yerlere goturen bir ay oldu.
Hikaye aslinda biz Turkiye’ye gitmeden once basladi. Tek odali evimizi buyutelim deyip duruyor ancak kontratimizin bitmesini bekliyorduk. Bu arada ben,  elime gecirdigim internete baglanan her turlu cihazla ev bakiyordum. Ev bakmanin yolu bu ulkede tabana kuvvet, camda “Kiralik” yazisi aramaktan degil, Domain ya da Real Estate denen web sitelerini incelemek, begendigin ev olursa ‘Inspection’ (Inceleme) tarihini not almak, o tarih ve saatte, evi sizinle birlikte gezen 10 ile 20 arasindaki rakiple incelemekten gecer. Gugom ‘aman dur yaa, bakariz’ desede,  beni hic kirmadi ve surukledigim her yere geldi. Bircok ev gezdik, ama icimize sinemedi. Ben domain’de evlere bakip bakip hayaller kurmaya devam ediyordum. Ne de olsa zamanimiz var diye, biraz agirdan aliyor, hafta sonlarimizin hepsini ev gezmeye ayirmiyorduk. Aklimizin bir kosesinde de, su anda oturdugumuz evin emlakcisi  Sydney Boutique Property’ ye gitmek vardi.
Bizdekinden cok farkli olarak, burda kiralamalarda kiraci ev sahibi ile hic tanismiyor. Tum baglanti, emlakci vasitasi ile yapiliyor. Tabiiki kanunlar cok net belirlendigi icin, bizim Ziverbey’deki erkek berberinden bozma gibi emlakcilik yapilmiyor.  Is ciddiyetle ele aliniyor, sertifikasiz emlakci kabul edilmiyor. Gelgelelim gunlerden 3 Eylul, ben gene hafta icinde gezilecek yer ve semtleri belirlemisim,  elimizde bir kagit parcasi, ciktik yola. Hedef, Milson’s Point, McMahons Point semtlerine ikinci kez alici gozle bakmak. Elimizdeki saatlerin disinda sokakta, bir evin onunde emlakci tabelasi ve ustunde de “ Falan Filan Emlak’tan kiralik 2. Kat No.8” yazisi  gorunce, hoop iceri dalip evi gezmek. Kacar mi, tabiki yakaladik bir iki adet. Ama birinden bir digerine giderken, ilk evimizi arakenki gibi ter icinde kaldik kalmasina. Sonunda saati 12 ettik ve bizim Emlakciya attik kendimizi. Sonradan sahibi oldugunu ogrendigimiz, tatli bir bayan karsiladi bizi. Meramimizi anlattik, ev bakiyoruz dedik. Kac odali, nerelerde olabilir… bunlardan bahsederken emlakci bize satilik mi, kiralik mi diye sorunca, benim pek kiymetli kocamin agzindan kontrolsuz bir ‘satilik’ lafi cikmasin mi! Sanirim kaderin bagciklari iste o an elimize, ayagimiza dolaniverdi. Emlakci, o gun kampanyasi baslayan bir evin ellerinde oldugunu soyledi ve fotolarini tutusturdu elimize. Bir an sanki vurulduk! Ama sonra ben semtin su anda oturdugumuz semtten daha uzakta oldugunu ogrenince, biraz fikrimi degistirmeye calistimsa da, Gugo buna izin vermedi. Inceleme ayni gun 1:30’da bitiyor, saatlerimiz 12:00’yi gosteriyordu. Emlakcidan ciktik, ilkbaharin bu guzel gununde yolda yurumeye basladik. Gurol, sanki icine cin kacmis gibi evin resimlerine bakip bakip, ‘gel gidelim, guzelse alalim, neden olmasin ya, alabiliriz, bak begendik mi aliriz’.. gibi inanilmaz cumleler sarfediyordu. Alevlenen dusunceler, bir sure benim de susmamla kendini sessislige birakti. Ama cok surmedi… Benim ‘ ya bi baksak mi’ dememle kendimizi sokakta deliler gibi kosarak bulduk. Milson’s Point’ ten Erskinville’e bilet alsak da, trende bu sekilde evi incelemeye yetisemeyecegimizi dusunerek, Wynyard’da kendimiz disari atip, taksiye bindik. Miyir miyir gidip, her kirmizi isiga yakalanan Hintli soforumuze gerekli turkce kelimeleri sarfettikten sonra, sonunda eve ulastik.  Yolda, evi gosteren emlakciyi cebinden aradigimiz icin, onu bekletmeyi ve boylece  evi gormeyi basardik.
Bu basarimiz, ilerideki 3 hafta ilcerisinde ask’a donusecekmis… Emlakciya degil J eve…


Ev, unit (daire) diye adlandirilan ama aslinda townhouse olarak dizayn edilmis bir bahce kati. Evin giris kapisina bir iki basamaktan sonra kucucuk bir verandadan ulasiyorsunuz. Burada cok populer olan, acik olarak dizayn edilmis mutfagi gectikten sonra, yasam alanimiza ulasiyoruz. Biraz daha devam edince cam surgu kapiyi aciyoruz ve tatli, sirin bahceye  ulasiyoruz. Yasasinn! E odalar nerde? Hemen karsimizdaki merdivenerle yukari cikinca once solda bir oda, hemen yaninda banyo, gomme olarak planlanmis camasir odasi ve odanin tam karsi istikametinde bir diger oda, odanin icinde bir banyo ve balkon. Ici bol isikli, her alani gomme dolap olarak degerlendirilmis duvarlari ile yasanasi bir ev.

Avustralya memleketinde de bir cok Avrupa memleketlerindeki gibi, sehre yakin yerlerde kuculen, disari ne kadar cikarsan buyuyen evler var. Biz yasayacagimiz yerin uzun soluklu konusmalar sonucunda, sehre yakin olmasina karar vermistik. Burasi da bu amaca ne kadar da uygundur yarebbim!
Evden ciktik, biraz sessizlikten sonra ‘ ya biz ne yapiyoruz!’ dedik. Aklimizda satin almak yok ki, kiralamak var. Ancak sinsi dusunce bir kez insanin icine girmeye gorsun. Sonraki hafta boyunca, birbirimizden gizli, ne hesaplar yapilmadi da ne domain’deki ilana 50 kez girilerek eve tekrar bakilmadi ki…  Aklimizdan cikaramadigimiz evi 10 Eylul’de (aaaa dogum gunume denk gelmis!!!) tekrar ziyaret etme karari aldik. Bu sefer vakitlice gittik, evin her yerini inceledik. Bir de baktik ki hayaller kurmaya baslamisiz bile. Ikinci goruse Sarah’ da geldi. O da bizi burda yasarken hayal etmeye baslamasin mi?…

Evle ilgili daha da derin inceleme calismalarina basladik. Biz daha ne oldugunu anlamadan, ev almanin ilk adimlarindan olan mortgage broker bakma calismalarina giristik. Emlakcinin broker’i ile gorustuk, evrak degis-tokusu yaptik. Bu arada ben emlakciyi, ev sahibini  evi acikartirma (auction) ile satma isteginden vazgecirtmeye calissam da olmadi.  Belki bahsetmem gereken baska bir sey de, burda ev satisinda, gene Turkiye’den cok farkli bir sekilde, acikartirma methodunun kullanilmasi sanirim. Acikartirma ile evin pazar fiyati belirleniyor ve o fiyattan satilmasi saglaniyor. Boylece fiyati alacak kisiler belirlemis oluyor, haksizlik onleniyor.

Satisa cikacak ev, genelde uzun bir kampanyanin sonunda, bir muzayede memuru, bir tokmak ve teklif verenlerle yapiliyor. Biz hayatimizda hic muzayede gormemistik, bu evcik sayesinde bir iki tanesini gezdik bir sonraki haftasonunda. Redfern semtinde kucucuk bir eve konu komsu, bizim gibi ne oldugunu anlamak icin gelen izleyiciler ve teklif verecek kisilerle birlikte hayatimizin ilk muzayedesini izledik. Memurun sesi evin duvarlarinda yankilanirken, rakamlar havada ucusuyordu. Ucusan rakamlar, saticinin istedigi (reserved price) rakama ulastiktan sonra asil acikartirma basliyor, evi almak icin cildirmis insanlar, ellerindeki mortagage limitlerini zorluyorlar. Gerekirse satici ile pazarlik yaparak (tabiki emakci araciligi ile) evi satin alan kisi, toplam rakamin yuzde on kadarini banka ceki olarak veriyor ve imzayi basiyor evi aliyor. Iki tanesini izlerken kalbimiz daraldi. Bizim de sonumuz boyle mi olacakti…
Arkadaslar vasitasi ile sonradan cok memnun kalacagimiz mortgage broker’imiz ile toplantilar, hesaplamalar yapmis daha ne oldugunu anlamadan kendimizi bu isin gobeginde bulmustuk. Herseyi gectik de, 24 Eylul gunu katilacagimiz acikartirmayi dusunmekten kendimizi alamiyor, evde deliler gibi heyecanlaniyorduk. Sonradan cok sevecegimiz dedim ya, brokerimiz bizi muzayedede temsil etmeyi kabul edince, icimize birazcik olsun su serpildi.
Anam! Geldik mi 24 Eylul’e… Haydi bakalim hop hop hop…

Broker’cigimizla onceden bulusup, biseyler ictik, son bir iki ayrintiyi konustuk ve muzayede alanina geldik. Acaba evde kac kisi olacak? Kac kisi acikartirmaya katilacak? Pazar fiyatini biri cilginca yukari cekmeye calisacak mi? Kafamizda binbir soru ile eve girdik. Sevgili arkadaslarimiz Sarah ve Stuart da bizi yanliz birakmadi. Bizim disimizda, biri Cinli digeri Aussy olan 2 cift daha vardi evde. Teklif vereceklerin, emlakcinin kayit almak sarti ile, teslim ettigi teklif kartlarini (bidding card) almalari gerekiyordu. Cinlilerin ceplerinin hep nakitle dolu oldugunu bildigimizden, Turklugumuzu gostererek, kart almis mi almamis mi gizliden kontrolunu yaptik.
Muzayede memurunun uyarisi ile hepimiz bahceye ciktik ve muzayede basladi. Bu ev bizi mi bekliyormus ne… Cinli cift teklif vermedi, Avustralya'li cift de belli bir sure sonra cekildi. Bilin bakalim ev kime kaldi J J J

Burda uzun sureli borc alirsan bankadan, size sirin mi sirin bir ev veriyorlarmis. Bunu da ogrendik J
Bu haberi verdigimiz azinlik, bize ‘ oooo artik temelli ordasiniz’ dedi. Bu konuya isik tutmak isterim tabi ki.. Turk insaninin kafasinda ev  buyuk onem tasir. Bakiniz nadide bir atasozumuz: Ev alanla evlenene Tanrı yardım eder! (umarim bu ata dogru konusmustur!) Onemlidir de, hepimiz hayatlarimizin buyuk hedeflerinden birini ev almak yapmiyor muyuz? Biz evimizi alir, genelde oraya civimizi cakariz. “Burasi benim yasam alanim deriz”, evimizi severiz, onu hic birakmak istemeyiz. Guney yarimkurede is oyle degiiiiil. Yani, tabiki burda da ayni heyecanla aliyorsun evini, orda yasamaya baslamanin heyecanini yasiyorsun. Ancak, burda ev en buyuk yatirim araci sayiliyor. Dolayisi ile esek yuku ile baska birine kira verecegine, bari biraz ben katayim da evimde oturayim. Civi cakmak, ampul degistirmek icin izin almayayim diyorsun. Demem o ki, evi almis olmamiz, artik TR’ye hic donmeyecegimiz anlamina gelmiyor. Biz buraya tasinma karari almakla, sonbahar ruzgarinda dalgalanan yaprak olmayi kabullenmisiz bi kere... J
Dolayisi ile haydaaaa hep beraber keyfini surelim bu mutlu haberin!
Surelim, surelim de… ne zaman eve tasinacagiz. 24 Eylul’de caktik imzayi ama hala tasinamadik!! Bu bizim gibi heyecanli tiplere yapilacak is mi!!! Insan bu kadar heyecanlanip, hayaller kurup, kafasinda dekorasyon bile yapip, hic mi bir seyine dokunamaz evin yahu!!! Isyanlardayiz!! Burda adina “settlement period”  denen bir yerlesme sureci yasiyorsunuz. Yaptiginiz anlasmada ne zaman eve gireceginizi yaziyorsunuz, bu genelde 4 ile 6 hafta arasinda oluyor. Bizimki 24 Kasim oldu. Taraflarin bu tarihte mutabik kalmalari gerekiyor. Bunun icin de, gene direk ev sahibi ile gorusemiyoruz, bu sefer de avukatlarimizi araci kullaniyoruz. Bizim gibi samimi, sicak :P Turk kulturunden gelmis kimseler icin bu basta biraz soguk gelse de, ittifak devletleri ile olabilecek herhangi bir surtusme bu sekilde ortadan kaldirilmis oluyor. Sevmedigimiz tek yani bu isin, bu bekleme sureci. Evet artik burada da bir evimiz var, ama dokunmak, icine biseyler almak, olcmek, koklamak  J yasak! Ta ki 24 Kasim’a kadar…
O gune yaklasirken bizi neler bekler? Ilginctir, burdaki bir diger fantastik kural da, evi satanin cikarken evi bir guzel, tabir-i caizse, cillop gibi temizlemesi… Iste buna “evlere senlik” denmez de ne denir. Yiihuuuu! 23 Kasim gunu ev sahibi sabahtan tasinma islemini yapiyor. Arkasindan hizir temizleme sirketi eve daliyor, halisina kadar evi temizliyor. Aksam ustu, yeni sahipleri evi teftise geliyor. Cok dikkatli inceliyorlar, cunku evi teslim alacaklari sekil, bu sekil. Memun kalmadilarsa, bunun fotosunu cekiyor, beyan ediyorlar. Bu, yeni sahiplerin imza atistan  sonraki evi  ilk gorusleri.. Bu arada onemli bir not: bu tasinma isleminin bu kadar planli olmasinin bi sebebi de, ev sahiplerinin cok uzuuun surecek minik borclarinin tasinma gunu baslamasi. Tik tak tik tak…
 Zavalli yeni sahipler L Hasret, ozlem ve merak icinde yapacaklari tek sey, ancak tasinma icin kutu toplamak, tasimacilari ayarlamak.. bunun gibi islerle kendilerini avutmak. Poffff!
Prosedur bize cok farkli geldigi icin size bunu anlatmaya calistim, belki biraz detaylica bu sefer. Ancak sanmayin ki tek dusundugumuz ev. Bu arada, onceki yazimda bahsini gecirdigim Berfu ve Hakan temellisinden geldi vallahi!

Cilgin cift bugun itibari ile yeni evlerini de tuttu. Simdi sira Hakan’in is bulmasinda. Cok uzun surmeyecegini umarak, tekrar boylesine yurekli kisilerin digerlerine ornek olmasini cani-i gonulden diliyoruz J

Ulkemizde 29 Ekim Cumhuriyet Bayrami kutlanmaya calisilirken (!), dun burada Halloween (Cadilar Bayrami) catir catir kutlandi. Sokaklar kana burunmus zombilerle doldu tasti :) biz de bunu kacirmadik tabii...














Gectigimiz haftasonunda, 9km’lik engebeli  Spit – Manly yuruyusumuzun harika fotolari ile blogu bitiriyorum.
Esen kalin…
Not: Bir sonraki blogda hala sinirim gecmedi ise, size buradaki konsolosluktan pasaport yenilemem ve 29 Ekim resepsiyonu ile ilgili sinir bozucu animi anlatacagim.. Bekleyin, cok yakinda…